Kılıçdaroğlu: 100 yıllık parti bir kişiye asla teslim edilemez, kimse ‘Kemalci’ olmasın
Ana muhalefetteki ‘değişim’ çağrılarının odağında bulunan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 100 yıllık bir partinin tek bir kişiye teslim edilemeyeceğini söyledi: “Hiç kimse ‘Kemalci’ olmasın. Ama hepimiz demokrasiden yana, emekten, alın terinden yana, haktan hukuktan adaletten yana olmalıyız.”
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan karşısında ikinci turda yüzde 47.82’yle kaybettiği seçimin ardından ana muhalefet partisinde başlayan ‘değişim‘ çağrıları sürüyor.
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu tartışmanın en güçlü aktörü konumundayken, Kılıçdaroğlu sık sık ‘yola devam’ mesajları veriyor. CHP lideri, son açıklamasını Independent Türkçe’den Ali Kemal Erdem‘e yaptı.
Kişi endeksli politikaların doğru olmadığını belirten Kılıçdaroğlu, “100 yıllık bir parti bir kişiye asla teslim edilemez. Hiç kimse ‘Kemalci’ olmasın. Ama hepimiz demokrasiden yana, emekten, alın terinden yana, haktan hukuktan adaletten yana olmalıyız. CHP 100 yıllık tarihinde kurumsal rüştünü ispat etmiş bir partidir… CHP’de kişi endeksli bir politika olmaz” ifadesini kullandı.
İMAMOĞLU’YLA İLGİLİ SORUYA YANIT
Kılıçdaroğlu, İmamoğlu’nun Merkez Yürütme Kurulu’ndaki (MYK) değişiklikleri yeterli bulmamasından yola çıkılarak yöneltilen “Sizin değişim önermelerinizde Sayın İmamoğlu’nu ikna etmeyen taraflar nelerdir? Ekrem Bey, size ne tür bir değişim çerçevesi anlattı? CHP’yi bekleyen değişimin şekli ve ruhu nasıl biçimlenecek?” sorusuna da “Bu tür tartışmalara CHP Genel Başkanı girmez…” yanıtını verdi.
Erdem’in yönelttiği sorular ve Kılıçdaroğlu’nun bunlara verdiği yanıtlar şöyle:
‘BU SEÇİMİN AHLAKİ MEŞRUİYETİ YOKTUR’
– Seçimin kazanılamamasının elbette birçok nedeni vardır. Sizce kırılma noktası nedir? Ya da en önemli üç nedeni saysanız neleri öne çıkarırsınız?
Geriye dönüp bu tür tartışmalara girmek istemiyorum… Ancak şunu söyleyebilirim; bu seçimin ahlaki ve siyasi meşruiyeti yoktur. Devletin bütçesi ve bürokrasisi kullanılarak ve daha acı olanı ise sahtekârlıklar yapılarak, Erdoğan tarafından kazanılan bir seçimdir. Cumhurbaşkanı olacak kişinin en azından sahtekârlık yapmaması, yapılan sahtekârlığı seçim malzemesi olarak kullanmaması gerekir. Ahlak bunu gerektirir… O nedenle saray iktidarının ahlaki ve siyasi meşruiyeti yoktur.