Yorgan bitti kavga bitti mi?
Hakan Tanta’nın kiraladığı orman arazisinin ihalesi iptal edildi…
Vallahi yorgan gitti ama bu kavga bin yıl geçse bitmez…
Fatma Kaplan ve Radiye Sezer Katırcıoğlu ilk defa bir konuda ortaklaştılar ve Radiye Hanım nüfuzunu kullanarak kiralamayı feshettirdi…
Keşke Osman Pepenin, Şevki Yılmaz’ın kiraladığı söylenen yerleri de iptal ettirse… ( Bu konuda ortalıkta çok acayip söylentiler var açıklığa kavuşsun )
Ya da bir döküm çıkarılsın bakalım kimler ne kadar yer kiralamış, buralarda ne işler yapılıyor kontrol ettirsin onları da iptal ettirsin, kamuoyu da bilgilendirilsin…
İşte o zaman alkışlayacağım var gücümle Radiye Hanımı…
Bakın aklıma ne geldi…
Fatma Kaplanı, Otogar’ın oradaki 6 dönümlük yeşil alanı bir havuz şirketine peşkeş çekmek isterken suç üstü yakalamıştık İzmit Belediyesi Meclis Üyesi İlker Kazan ile yaptığımız programlar sayesinde zor bela kurtarmıştık canım araziyi…
Şimdi Fatma Hanım Orman kiralamasına karşı çıkıyormuş ya aman aman dostlar alışverişte görsün…
Gözlerim yaşarıyor…
Kocaeli’nde parti içerisinde İzmit Belediye Başkanlığı adaylığı oldukça çekişmeli geçecek gibi görünüyor…
Fatma Kaplan kendisine en güçlü rakip olarak gördüğü Hakan Tanta’ya operasyon çekiyor…
Bir yerlere haberler servis ettirilip, söylentiler yayılıyor…
Oysa Hakan Tanta’nın öyle bir derdi de yok…
Belediye Başkan adayımız ol diye ısrar edenlere “istemiyorum” diyor…
Fatma Hanım intikam hırsıyla öyle yanıp tutuşuyor ki, gözü hiç bir şeyi görmüyor…
Sanki ortada çok büyük bir orman kıyımı, yıkımı varmış gibi ortalığı velveleye verdiriyor…
Halbuki ormana dokunulmuyor bile…
Kocaeli’nde mesire alanı olarak bir çok bölgede bu tür kiralamalar yapıldı…
Aldığım duyumlara göre on binlerce dönüm…
Kartepe’ye, Samanlı dağlarına, Derbent’in üstlerine gidin bakın ne yerler açılmış…
Hakan Tanta’ya varana kadar Türkiye’de ne kadar orman, kıyı sessiz sedasız kiraya verilmiş
Kiralanıp hiç bir işlem yapılmayanları, işletme açılmayanları ise varın siz hayal edin…
Ve Hakan Tanta tek bir ağacı kesemeyecek kadar doğaya saygılıdır ki, bunu hepimiz biliyoruz…
Çevreye ve hiç bir canlıya zarar verecek hiç bir şey yapmaz…
Ben şahsen orman kiralamalarına karşıyım, ormanlar, kıyılar, meralar halkın ortak malıdır…
Satılamaz, kiralanamaz öyleydi bir zamanlar…
Ancak ne yazık ki…
Türkiye’de artık bu iş böyle değil…
Bu yasalar çıkarken sessiz kalanların, Kazdağlarında, Erzincan’da, Ordu’da ve onlarca cennet vatan parçası siyanürle zehirlenip çoraklaştırılırken bu kadar yaygara çıkaranların çıtı bile çıkmamıştı ne garip değil mi?
Oysa defalarca yazdık ve anlattık durumu…
Memleket vahşi madencilik yapan yabancı şirketlerin cirit attığı bir çiftlik haline gelmiş buna hiç tepki yok…
Vergi vermiyorlar üstelik teşvikler alıyor, ülkeyi yağmalıyorlar…
Ormanlar deseniz uzun zamandır kiralanıyor…
Satılan var mı? Bilemiyoruz…
Kiralamayı bırakın bir İngiliz şirketi olan Limak’ın Akbelen’de ormanları katlederek vahşi madencilikle ot bitmez hale getiriyor…
Dedim ya tüm ülke bunların çiftliği olmuş durumda…
Radiye Hanım ve Fatma Hanım buraları hiç görmüyor…
Hakan Tanta 125 dönümlük orman arazisinde ne siyanürle altın arayacaktı, ne de vahşi yöntemlerle madencilik yapacaktı…
Adam zaten 13 dönüm yer satın almış…
Tesislerini bu araziye yaptırıyor….
Ormana dokunmuyor…
Kiralamasa dahi o tesise gelenler ormanda istedikleri gibi gezip dolaşıp piknik yapabilirler…
Kim ne diyecek?
Gidin bakın o bölgedeki dere lağım akıyor, bugüne kadar dereler hakkında onlarca program yaptık kimsenin umurunda bile değilken, Hakan Tanta bu dereye akan kanalizasyonları durdurmak için bir çok girişimde bulundu ve şimdi dev bir foseptik yapılıyor…
Kısa bir süre sonra oradaki dere pırıl, pırıl akacak…
Yani diyeceğim odur ki…
Onca orman kiralayan varken kimseden ses çıkmadı ama Hakan Tanta kiralayınca olay oldu…
Siyasi kan davalarının bir sonucudur bu…
Yurdumuzun her karış toprağını, ormanlarımızı, meralarımızı, sularımızı, yer altı ve yer üstü kaynaklarımızı sonuna kadar savunalım ama buna bir anlam yüklemek gerek, ulusal bir duruş eklemek gerek…
Önce bu yasaları çıkaranlara karşı bir olalım ve halkın olan kıyıların, ormanların, meraların, yaylaların yeniden halkın olmasını sağlayalım…
Çifte standart değil, herkese karşı aynı tavır konsun…
Olması gereken budur…