EMEP’ten NATO zirvesi açıklaması: NATO’ya da AB’ye de hayır
EMEP, Litvanya’daki NATO zirvesinde Erdoğan iktidarının İsveç’in üyeliğine yeşil ışık yakmasına dair açıklama yayımladı.
Emek Partisi (EMEP) Genel Merkezi, Litvanya’daki NATO zirvesinde Erdoğan iktidarının İsveç’in üyeliğine yeşil ışık yakması hakkında açıklama yayımladı.
Açıklamada “Beklenenler oldu. Erdoğan bir pazarlık unsuru olarak şimdiye kadar kullandığı İsveç’in NATO’ya üye olması talebine vetosunu geri çekti. AKP yandaşı medya bu geri adımı ‘diplomatik ustalık’, Erdoğan’ı ‘Diplomasi dâhisi’ olarak aktarıyor ama gelinen nokta Erdoğan’ın şantaj ve pazarlık yapma taktiğinin tutmamasıdır” denildi.
“Peki, Erdoğan önce direndikten sonra neden teslim olmuştur” sorusunun sorulduğu açıklamada “Teslimiyetin nedeni belli. Erdoğan’ın Türkiye’yi içine soktuğu ekonomik kriz ve sıcak para bulma, sav aş siyasetini iktidarı için diri tutma ihtiyacı” ifadeleri kullanıldı.
“TÜRKİYE’NİN NATO’YA İHTİYACI YOK”
NATO’nun Türkiye’ye güvenlik getirmeyeceğinin altı çizilen açıklamada, şu ifadeler yer aldı:
“Çünkü söylenildiği gibi NATO bir savunma örgütü değil tam tersine saldırı örgütüdür. İkinci Emperyalist Savaş sonrası sosyalist Sovyetler Birliği ve halk demokrasilerini yıkmak için kurulmuştur. SSCB dağılmasına ve dünyada sosyalist ülke kalmamasına, Varşova Paktı’nın lağvedilmesine rağmen, NATO dağıtılmadığı gibi daha da güçlendirilmiş ve ABD’nin müttefikleri ile birlikte rakipleri Rusya ve Çin’i rakip olmaktan çıkarmaya odaklanmıştır. Son yıllarda Rusya’yı adeta yeni üyelerle ve bu üye ülkelere yerleştirdiği silahlarla kıskaç altına almıştır. NATO üyeliğinde ısrar etmek, NATO üyesi ülkelerin artmasını savunmak, yarın Rusya ve Çin’e karşı girişilecek bir savaşta ABD’nin askeri olmak demektir. Tıpkı Kore’de olduğu gibi. NATO sadece sosyalist ülkelere karşı bir savaş örgütü olarak kurulmamıştır, ayrıca NATO üyesi ülkelerde kurduğu kontrgerilla örgütleri ile işçi sınıfı, devrimci gençlik ve ilerici aydın ve sanatçılara tertiplerle; cinayetler, işkenceler, katliamlarla bu ülkelerdeki demokrasi mücadelelerini geriletmeye çalışmış, kendine bağlı asker ve sivil bürokratlarla darbeler tezgâhlamış, faşist diktatörlükleri desteklemiştir.”
“TEKELCİ AB’YE DE KARŞIYIZ”
Avrupa Birliği’nin de Avrupalı tekellerin çıkarları için kurulmuş emperyalist bir ittifak olduğunun belirtildiği açıklamada “AB’ye üye olmak ya da üyelik müzakereleri ülkemize demokrasi getirmemiştir. Bunu 60 senelik deneyimimizle gördük ve yaşadık” denildi.
Açıklamada şunlar kaydedildi:
“AB ülkeleri Erdoğan’ın tek adam iktidarını desteklemektedir ve 28 Mayıs seçimini Erdoğan’ın kazanmasından sonra sevinçlerini açıkça ifade etmişlerdir. AB üyesi ülkelerde yükselen faşizm, ırkçılık, göçmen karşıtlığı AB’nin ne menem demokrasi yanlısı olduğunu göstermektedir. Türkiye, işçi sınıfı ve emekçilerin mücadelesi ile demokratikleşecektir. Bizim mücadelemiz, hem sömürüye ve emperyalizme karşı hem de halkın kendi kendini yöneteceği halk demokrasisi mücadelesidir. Bizim demokrasimiz tekellerin, burjuvazinin değil; halkın demokrasisidir. NATO’ya da, AB’ye de karşıyız. Yarın TBMM’ye teklif geldiğinde NATO’nun genişlemesine karşı çıkacağız. NATO’dan çıkılmasını savunacağız. Bütün milletvekillerini de bu tutumu almaya davet edeceğiz. Emperyalist ve savaş bloklarının tahakkümüne son! NATO dağıtılsın, savaş değil barış istiyoruz. Tekellerin, burjuvazinin demokrasisini değil, halkın demokrasisini istiyoruz.”