Ülke zam şokuna girdi!…
Sömürgeleşmiş ülkelerde, milli ekonomisi olmayan ülkelerde, halkı köleleştirilimiş ülkelerde böyle zamlar ve vergiler olması son derece normaldir.
Neden şaşırıyorsunuz ki?
İktidar ve muhalefet eğer küreselciler tarafından kontrol altına alınmışsa,
millet hangisini seçerse seçsin durum değişmeyecekse,
iktidarı dizayn edenler muhalefeti de dizayn ediyorlarsa ve bunu da herkes kabullenmişse;
kurtuluş mümkün değildir kardeş…
İktidar da, muhalefet de bugün neoliberallerin kontrolü altındadır…
İkisine de yol gösteren, sözüm ona iktisatçılar neoliberallerin borazanbaşlarıdır…
AK Parti’nin Mehmet Şimşek’i varsa, Kılıçdaroğlu’nun Daron’u, Rifkin’i, Ali Babacan’ı, Faik Öztrak’ı var…
Hepsi küresel sömürgecilerin işbirlikçileri…
Onlara göre dünyanın tüm kaynaklarını kullanmak, dünya nimetlerinden faydalanmak sadece sermaye sahiplerinin doğuştan gelen hakkıdır…
Halk yığınları ise bu sermaye sahiplerine hizmet etmek için yaratılmış yaratıklardır, hiçbir değerleri ve kıymetleri yoktur…
Bu sözde iktisatçıların işi ”Ortaçağ kölelik düzeni”ni zamana göre makyajlamak ve sermayenin hakimiyetinin devamını sağlayacak formüller geliştirmektir…
Ve tüm üçüncü dünya halkları bu kan emicilerin zulmü altında can çekişiyor….
Uyanacaksın ve oynanan oyunun farkına varacaksın…
Başka çaren yok…
Düşünün, üretim araçlarınız yabancı sermayenin yani küresel sömürgecilerin eline geçmiş ise,
madenler, fabrikalar, bankalar, limanlar devlete gelir getirecek tüm kurumlar özelleştirme adı altında sömürgeciler tarafından yağmalanmış ise,
memleketiniz açık bir pazar durumuna getirilip tarım ve hayvancılık bitirilmiş ise,
gümrük yasaları ve antlaşmaları sömürgecilerin talepleri doğrultusunda şekillendirilmiş ise,
milli kamucu planlamacı kalkınma modelleri ve kurumları sömürgeci emperyallerin istekleri doğrultusunda birer birer rafa kaldırılmış ise,
ara malların üretimine yönelik bir sanayi şekillendirmeyip ithalata bağımlı sanayi büyütülür ise,
tarımsal üretim bitirilip ithalatın önü açılmış ise…
Ülkeniz ekonomik olarak işgal edilmiş ve sömürgeleştirilmişsiniz demektir…
Düşünün, şeker fabrikalarını kapatıp Amerikan Cargill şirketine mısır şurubundan şeker ürettiriyorsunuz, şeker piyasasını onlara teslim ediyorsunuz…
Amerikan çiftçisi mısır üretiyor ve Cargill bu kanserojen şuruptan tatlandırıcı, şeker üretip Türk halkına istediği fiyattan satıyor…
Üstelik tüm dünya bu mısır şurubunu yasaklıyorken, sen neden halkına bunu dayatıyorsun?
Şeker fabrikalarını kapatıp çiftçini mağdur edip Amerikan şirketine ‘ye babam ye’ diyorsun?
Açık pazarsın işte… SÖMÜRGESİN…
Bu bir kapitalüsyondur...
Bu şekilde ülkede hayvancılığa ve tarıma büyük bir darbe vurmuş oluyorsunuz…
Çünkü şeker fabrikaları aynı zamanda yem fabrikalarıydı…
Fransa’nın çöpe atacağı süt tozunu ithal edip, süt üreticisine darbe üstüne darbe vuran vatansever yöneticiler zevkten dört köşeler…
”Gelişiyoruz!”,
”Büyüyoruz!”,
”Avrupa bizi kıskanıyor!” nidalarıyla ne de güzel yediriyorlar Fransız süt tozunu millete…
Tütün fabrikalarınız aynı şekilde Amerikan Tobacco şirketine teslim edilmiş ülkede at oynatıyorlar…
Keza madenleriniz, limanlarınız, bankalarınız, petro kimya tesisleriniz tamamı aynı şekilde…
Ülkede yabancı maden şirketler cirit atıyor ve memleketin topraklarının yarıdan fazlası maden sahası ilan edilmiş maden şirketlerine ruhsatlandırılmış…
Selüloz üreten kağıt fabrikalarınızı kapatıp selülozu dışarıdan ithal etmek gibi gaflete ve dalalete düşmek…
Türkiye’yi Ukrayna buğdayına mahkum etmek…
Bu ülkeye vurulan darbelerden sadece bazıları…
12 Eylül Darbesi ile Hayek’in yazdığı Pinochet’in Şili Anayasası’nı Türkiye’de uygulamaya koyan Amerikancı vatan haini Kenan Evren ile başlatılan yağma süreci bugün zirveye ulaştı… Bu anayasa ile halkın elindeki tüm savunma mekanizmaları elinden alındı. Toplum savunmasız bırakıldı…
Kemal Derviş, Faik Öztrak, Turgut Özal, Ali Babacan, Mehmet Şimşek neoliberal yağmanın mimarlarıdır…
Globalleşme, küreselleşme söylemlerinin ardında bu ülke parsel parsel sömürgeciler ile işbirliği içinde üleşildi ve halkın tüm varlıkları elinden alındı…
Ve bu ülkeyi soyanlar, yağmalayanlar paralarını da bu ülkede tutmuyor; yeniden yatırıma dönüştürmüyor, yangından mal kaçırır gibi alıp vergi cennetlerine götürüyorlar. Zaten götürdüler…
Bu paraları ülkeye geri getirmek OECD Antlaşması (Uluslararası Finansal Bilgilerin Paylaşımı) ile mümkün ama bunu ne iktidar ne de muhalefet ağzına bile almıyor…
Herhangi bir girişimde dahi bulunmuyor…
Kısaca sömürgeleştirilmişsiniz kardeşim ve soyuluyoruz; soyulduk…
Ülkenizi sömürenler oluşan artı değeri alıp götürüyor, ülkenin altını üstüne getiriyorlar ve giderek halk fakirleşiyor, devlet güçsüzleşiyor…
Devleti yönetenler küreselcilerin kontrolünde olduklarından onlara karşı bir süreç başlatmıyor aksine sömürünün daha da derinleşmesi için onların tüm isteklerini yerine getiriyorlar…
Peki devlet varlığını sürdürebilmesi için parayı nereden bulacak?
İşte bu zamlarla, vergi arttırımlarıyla kabak yine milletin başına patlayacak…
Sanayiciden, bankacıdan, sermayeden vergi alamaz devlet…
Görüntüde alıyormuş gibi yapar ama vergiyi halk öder, sermaye keyif sürer…
Halk sermayenin kölesidir, halk sermayenin askeridir… Vergiyi halk verir, savaşta halk ölür, sermaye ise parsayı toplar…
Ortaçağ Derebeylik düzeninde de durum aynı idi bugünde aynı…
Sermaye bazen kendi arasında savaşa tutuşur ki esasında bu bir pazar ve sömürge kavgasıdır…
Ölen yine yoksul halktır, adına da vatan için şehit oldu denir…
Ülke kaynaklarını sınırsız sömürenlere devletin tüm imkanları seferber edilir…
İşte bunun adı ‘Neoliberalizm’dir…
Dünyanın ileri demokrasilerinde kurumlar vergisi yüzde 50 ve üzerindedir…
Bizde Kemal Derviş böyle olmaz dedi ve yüzde 30’a indirdi…
Devlet Planlama Teşkilatını kapatan Ali Babacan efendi ise “Hiç sermayeden bu kadar vergi alınır mı? Vergiyi halk öder.” dedi ve yüzde 20’ye indirdi…
Sermaye ise zaten yüzde 20’yi kaçırmanın yollarını biliyor dolayısıyla vergi de vermiyor…
Kimse de ona ‘niye vergi kaçırıyorsun’ demiyor, sömürgelerde sermayeye böyle şeyler sorulmaz…
İşte Türkiye gibi ülkeler onlara cennet yurttaşlara ise cehennem…
Yağmur gibi yağan zamlardan, ithalattan zenginleşen bir kesimde vardır elbet, bunlar genelde iktidara yakın olan tüccar takımıdır…
Stokçuluk bakkala yasaktır ama sermayeye mübahtır…
Uyanacaksın kardeşim…
Uyumaya devam edersen sonun Irak gibi, Libya gibi, Suriye gibi, Afganistan veya Pakistan gibi olacak…
Emperyallerin yani küresel sömürgecilerin hedefi Ortadoğu ve Anadoluyu yeniden paylaşmak…
Anti emperyalist Türkiye Cumhuriyeti yeniden Atatürk’ün ilkeleri ışığında kurulmalı…
1940’lı yıllardan başlayıp bugüne gelene kadar neler kaybettiğine bir bak…
Uçak fabrikalarını, silah fabrikalarını kapattıran, Devrim Arabası’nı sabote eden, Amerikancı darbelerle ülkeyi sömürgeleştiren, Köy Enstitülerini kapattırıp aydınlanmanın önüne geçen işbirlikçi düzeni yıkmak senin elinde kardeşim…
Muhalif olup Kılıçdaroğlu’na oy vermekle bunu sağlayamazsın…
Vicdanını rahatlatamazsın…
CHP küresel sömürgecilerin işbirlikçileri tarafından ele geçirilmiş…
Önce CHP’yi kurtaracaksın sonra ülkeyi…
Yoksa önümüz çok karanlık…
Kısacası uyanacaksın, uyanmak zorundasın…
Ama görünüyor ki uyanmaya pek de niyetin yok…