Evet dün başladığım yazı dizimde kısaca CHP’nin genel durumundan bahsetmiştim bir kaç ekleme sonrası Kocaeli’ne geçelim…
Neoliberalizm sömürgeleştirdiği ülkelerde siyasi partilere, sendikalara ve STK’lara el atar, hepsini birbirine benzetir…
Çünkü böylece halkın kendini savunma mekanizmaları halkın değil sermayenin hizmetine girmiş olur…
Tıpkı devlet kurumlarının olduğu gibi…
Yakın zamanda Akbelen’de hepiniz şahit oldunuz…
Halkın ormanlarına İngiliz şirketi olan Limak vahşi bir şekilde yok etmek için saldırırken, ormanını, toprağını savunan halk jandarmadan dayak yedi günlerce…
İşte Neoliberalizm budur…
Toplumun tüm savunma mekanizmaları sermayenin koruyucusu olarak şekillendirilir…
Ülkede yükselen muhalefet sözüm ona muhalif partiler tarafından sönümlendirilir çünkü onların görevi mevcut iktidara seçim kazandırmaktır…
Bunu seçimden aylar önce altılı masa kurulduğunda onlarca kez söyledim…
Dedim ki…
“Kemal Kılıçdaroğlu seçimi kaybetmeyi örgütlüyor…”
Ve nitekim öyle oldu…
12 Eylül Faşist Cuntasının Anayasasında siyasi partiler, sendikalar ve dernekler vs. yasaları ile bu kurumlar birer derebeyliğine dönüştürüldü…
Çeşitli hilelerle ele geçirilen yönetimler aleni veya gizli olarak sermaye tarafından yönetilmeye başlandı…
Sermayenin iktidarı, sermayenin muhalefeti…
Ülke sömürge halk köle olacaktır, küresel sömürgecilerin şirketleri ülkenin yer altı ve yer üstü kaynaklarını alıp götürürken devletin tüm kurumlarının içi boşaltıldı…
Siyasi partiler birbirinin kopyası olarak dizayn edildi…
Biri islamcı görünümlü neoliberallerden oluşurken…
Diğeri Atatürkçü görünümlü neoliberallerden oluştu…
Kimi de milliyetçi görünümlü neoliberallerden meydana getirildi…
Şimdi soruyorum size Ekmeddin ve Tayyip Erdoğan arasında ne fark vardır?…
Biri iktidarın adayı idi, diğeri muhalefetin…
Mehmet Şimşek ile Faik Öztrak’ın ne farkı var?
İkisi de aynı kumaş…
İngiliz ve Amerikan menşeililer…
Kısacası kardeşim Kılıçdaroğlu ve neoliberal ekibi sayesinde CHP’nin Atatürk’ten geriye sadece tabelası kalmıştır…
Küresel sömürgeciler Atatürk’ün en büyük iki eserinden biri olan CHP’yi işgal etmiş durumdalar ve bu işgalciler kendilerini denize döken Mustafa Kemal ve onunla tam bağımsızlığı yakalayan Türkiye Cumhuriyetinden intikamlarını alıyorlar…
Bu işi de Kemal Kılıçdaroğlu ve çetesi sayesinde başarıyorlar…
Onlar yıllardır yükselen toplumsal muhalefeti halka umut vaat ederek arkalarında topluyorlar ve son anda bilinçli entrikalarla seçimi kaybediveriyorlar…
Görevleri bu…
Bir Kılıçdaroğlu gider bir başka Kılıçdaroğlu gelir ve Türkiye sömürülmeye, halk kandırılmaya devam eder…
İktidar ve muhalefet gizli bir işbirliği içinde Küresel sömürgecilerin arzuladığı şekilde yönetmeye devam ediyorlar…
Ülkemizin içinde bulunduğu durum bellidir…
Türkiye’nin nasıl kurtulacağı da bellidir ama ne iktidar ne de muhalefet bu kurtuluşu örgütleyemez…
Örgütlemek te istemezler…
Daha çok şey var söylenecek ama bu kadarı yeter, aklı ve fikri olan herkes ülkede oynanan bu oyunu görebilir…
Şimdi gelelim Kocaeli’ye…
Yıllardır parti iki kutup arasında çekiştirilip dururken iktidar kavgaları, adamcılık ve tüm CHP’de yaşanan dejenerasyonun etkileri ile parti ile tabanın ideolojik bağları kopmuş, ortak bir ülkü kalmamış sadece bir tabelanın altında iktidar kavgası veren gruplar var olmuştur…
Cengiz Sarıbay gibi apolitik sermaye yanlısı il başkanları ile dejenerasyon derinleşmiştir…
Fatma Kaplan gibi birisini önce vekil ardından belediye başkanı yaparak bu kente ve örgüte en büyük kötülüğü Alpaslan Seymen ile birlikte yaptılar…
Bu kötü örnek kentte CHP’yi halkın nezdinde tüketti ve tüketmeye devam ediyor…
Karşısındaki politik olduğu düşünülen grup ta giderek ona benzedi ve Erenkaya ekibide apolitize olmuş oldu…
Yani en tepedeki dejenerasyon tüm il ve ilçelere de sirayet etti…
Hakan Çakar gibi sonradan partiye üye yapılan apolitik, liberal ilçe başkanları ise kent, kadın, çocuk, işçi, köylü, doğa ile ilgili hiç bir alakaları olmadığından parti tabanında hiç kabul görmediği gibi partiye büyük zarar verdiler…
Kişisel çıkarı için siyaset yapanların egemenliği derin yaralar açtı…
Politik insanlar eğer boyun eğmediyse partiden izole edildi…
Tabanın ideolojik akrabalığı son buldu ve kazanılacak belediyelerde rant ortaklıkları üzerine kurgulandı CHP’de siyaset…
Meclis üyelikleri, il ve ilçe yönetimleri hep bu düşünce ile dizayn edildiği için CHP halkla buluşamadı giderek halktan koptu…
Müteahhitten meclis üyesi yaparsan bu adam mahallede, köyde ucuz arsa arar, imar peşinde koşar ve bulunduğu makamı kullanıp buradan kazanç sağlamaya uğraşır…
Simsarlarda aynı şekilde hep para peşinde koşar…
Bakın bakalım CHP Kocaeli’nde halkın ve kentin sorunlarıyla ilgili ciddi çalışmalar yapan kaç tane meclis üyesi var?
Bir elin parmaklarını geçmez onlarda ideolojisi olan insanlar…
Ne simsar ne de müteahhit sadece ideolojilerine ihanet etmiyorlar…
Ama onlar da dışlanıyor çünkü kötü örnek teşkil ediyorlar…
Dedim ya ideolojik akrabalık bitti, kişisel çıkarlar ön plana oturdu…
Tam da Kılıçdaroğlu ekibinin istediği şey de buydu…
O nedenle ülke şartları ne kadar kötüleşirse kötüleşsin CHP oyları artmadı ve bugün görüyoruz ki yüzde 18-19’lara kadar geriledi…
Kılıçdaroğlu ve ekibi hem ülkeye hem de CHP’ye çok büyük zarar verdiler ve bugün bu dahi tartıştırılmıyor…
Özeleştiri dahi vermeden parti yeniden dizayn ediliyor…
CHP’ne gönül vermiş insanlar yine kandırılıyor…
Bugün geldiğimiz noktada görüyorum ki…
Harun Yıldızlı ve Bülent Sarı tüm bu anlattıklarımın farkında…
Zaten eğer birileri bu işlerin farkına varmaz ise ne yerel seçimlerde ne de genel seçimlerde başarı hayaline kapılmasın…
Önümüzdeki süreçte partililerin ideolojik bağları güçlendirilmeli…
Ülkenin içinde bulunduğu durum yani sömürgeleşme halka açık açık anlatılmalı…
Örgüt yöneticileri, mahalle birimleri ve meclis üyeleri politize edilmeli ve sokakta halkla bütünleşmeli…
Tam bağımsızlığın anlamını, Atatürk devrimlerini, Cumhuriyet ve CHP tarihini bilmeyen hiç kimse hiç bir yönetimde yer almamalı…
Çok merak ediyorum Türkiye’de DPT’nı kim kurdu 1. ve 2. kalkınma planlarını yapan isim kimdir desek CHP’li kaç vekil bunu bilir?
Güven Partisi neden kuruldu Faik Öztrak’ın babası neden CHP’den ayrıldı diye sorsak kaç belediye başkanı bilir?
Atatürk neden Faik Öztrak’ın dedesini CHP’ye sokmamıştı, kimin zamanında 7 sülalesiyle beraber devlete çöreklendiler desek kaç kişi bilir?
CHP’li olmak takım tutmaya benzemez kardeşim…
Bileceksin bilmiyorsan öğreneceksin…
Her yakasına CHP rozeti takan CHP’li değildir…
Gelirler nemalanırlar, batırırlar, sonra giderler, kimi de gitmez batırmaya devam etmek ister…
Çünkü burada bulduklarını hiç bir partide bulamazlar…
En olmadı duvarlardaki milyonluk tabloları kaybederler yine görevlerini eksiksiz yerine getirirler…
Cehalet ülkede yaygınlaştırılırken CHP’de bundan nasibini aldı elbet…
İşte bu kısır döngüyü kırmak gerek…
Parti okulları ama adam gibi bilen ve ideolojisi olan insanların tüm gerçekliklerle ders vereceği parti okulları lazım…
Neden anlattım bunları?
Bülent Sarı bu konularla ilgili ön çalışmaları yapıyor, biraz bilgim var…
Önümüzdeki İl Başkanlığı kongresini de kazanacağını görüyorum…
Yukarıda bahsettiğim işleri yapabilmesi içinde ekibini katıksız solcu ve Atatürkçülerden kurmalı diye bir tavsiye verebilirim kendisine…
Yerel seçimler için az bir zaman var ve örgütleri çok zor bir süreç bekliyor…
Şimdiden umut vermeyen bazı ilçe örgütleri var ve dökülüyorlar…
Makyajlamalarla bu işler olmaz, zaten kendilerinin hiç umudu yok ve ilçe başkanlığını basamak olarak kullanmak gibi amaçları olduğunu da hepimiz biliyoruz…
Bu insanlar ile süreç sağlıklı bir şekilde yürütülmez…
Kocaeli ile ilgili değerlendirmelerime yarın devam edeceğim…
Bülent Karagöz…