Rus Bakan Glazyev, “Eğer Türkiye NATO’nun pençesinden kurtulamazsa Rusya’yla işbirliği de dahil olmak üzere kalkınma fırsatlarını ıskalayacaktır.” dedi.
Rus Bakan Sergey Glazyev’la Türk-Rus ekonomik ilişkilerini konuştuk. Glazyev, Türk-Rus ekonomik işbirliğinin gelişmesi için ABD ve AB’den bağımsız girişimler, bankalar, dijital ödeme kanallarının oluşturulmasının altını çizdi.Bakan, Türkiye’nin NATO pençesinden kurtulması gerektiğine de dikkat çekti.
Sergey Glazyev, Rusya ekonomisine yön veren isimlerden.
Glazyev, Avrasya ve Çin’in ekonomik entegrasyonu ve ABD Doları’nın küresel hakimiyetinin ortadan kaldırılması üzerine yaptığı çalışmalarla tanınıyor.
Söyleşiye geçmeden önce Glazyev’in biyografisine kısaca göz atmakta fayda var.
Sergey Glazyev, Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra Devlet Duması’nda görev alırken, ekonomi ve finans alanlarında kritik roller üstlendi. Yeltsin döneminde Dış Ekonomik İlişkiler Bakanı olarak görev yaptı.
1996 yılında Rusya Federasyonu Ulusal Güvenlik Konseyi üyesi oldu.
2004 başkanlık seçimlerinde Vladimir Putin karşı bağımsız aday olarak yarıştı. Sloganı Sovyetler Birliği’nin çöküşü sonrası kaybolan sosyal adaleti tekrar sağlamaktı.
Oyların yüzde 4’ünden fazlasını alarak Putin ve Komünist Parti adayı Nikolay Haritonov’un ardından üçüncü sırada yer aldı.
Seçimlerin ardından Duma’da ve devletin ekonomik ve finansal kurumlarında görev almaya devam etti. 2012-2019 yılları arasında Rusya Devlet Başkanı Putin’in danışmanlığını yaptı.
Glazyev, 2014 yılında Kırım’daki olaylarla bağlantılı olarak ABD yaptırımlarına maruz kaldı. CIA tarafından telefonu dinlendi ve kayıtlar basınla paylaşıldı.
Rusya Bilimler Akademisi üyesi olan Glazyev, 2019 yılından bu yana Avrasya Ekonomik Komisyonu’nda Entegrasyon ve Makroekonomiden Sorumlu Bakan olarak görev yapmaktadır.
Kuşak Yol Girişimi Haritası
BATI YAPTIRIMLARINI AŞMANIN YOLLARI
- Türkiye ile Rusya arasındaki ticaretin bütünüyle milli para birimleriyle yapılması mümkün mü? Bunun için ekonomik bir altyapı var mı?
Elbette. Bu tür işlemler halihazırda devam ediyor. Rus ihracatının neredeyse yarısı ve ithalatının üçte biri ruble olarak yapılıyor. SWIFT’i atlayarak finansal mesaj iletim sistemlerini eşleştirmek, ilgili Rus ve buna uygun Türk sistemini kullanmak ve bankalarda karşılıklı hesaplar açmak yeterlidir. Ayrıca ticaretin kesintisiz yürütülmesi ve milli para birimlerinin istikrarının sağlanması için merkez bankalarımızın para ve kredi takası (en az üç aylık ciro, tercihen yıllık) konusunda bir anlaşma yapmaları da faydalı olur. Fakat bu yıllar alabilecek zor bir iş.
- ABD, Rusya ile ekonomik ilişkilerini engellemek için Türkiye’ye baskı yapıyor. ABD, Rusya ile iş yapan Türk şirketlerine yaptırım uygulamanın yanı sıra Türkiye’de Mir kartının kullanımına da engeller koydu. Türkiye ve Rusya bu engelleri nasıl aşabilir?
Prensip olarak, ABD ve diğer NATO ülkeleriyle çalışmayan ve onların para birimlerini kullanmayan özel bankalar ve şirketler oluşturarak. Kripto para birimleri veya dijital milli para birimleri kullanarak, bankalar olmadan da bunları yapabilirsiniz. Ve ilk soruya verdiğim yanıtta olduğu gibi, merkez bankaları üçüncü ülkelerin para birimlerini (her şeyden önce dolar ve avro) kullanmadan doğrudan istikrarlı bir ödeme cirosu sağlanmalıdır o zaman sözde “ikincil yaptırımlar” uygulanmayacaktır, çünkü FED ve ABD Hazinesi ödemeler hakkında bilgi sahibi olmayacaktır.
ENERJİDE GELİŞEN İŞ BİRLİĞİ
- Batı’nın yaptırımları göz önünde bulundurulduğunda Rus gazının Türkiye üzerinden dünyaya dağıtılması projesi ne kadar gerçekçi?
Tüm dünyaya yetecek kadar Rus gazı yok. Gaz ihracatına yoğunlaşmak SSCB’nin stratejik bir hatasıydı ve Rusya Federasyonu bu hatayı düzeltecek adımları atmadı. Yaptırımların Rus liderliği üzerinde ayıltıcı bir etkisi olabilir ve gaz kimya endüstrisini genişletmek için önlemler alınacaktır.
Bu alandan elde edilen ürünler, ekonomik açıdan bakıldığında üretimleri için harcanan gazdan binlerce kat daha değerli.
Amerikan ya da İngiliz özel servisleri Baltık’ta olduğu gibi Karadeniz’in dibindeki boru hatlarını havaya uçurana kadar Türkiye üzerinden Avrupa’ya gaz ihraç etmek elbette mümkün. Yine de boruların kapasitesi ihracat hacmini sınırlıyor. Dünyanın dost ülkelerin hakimiyetindeki diğer bölgelerine gelince, bu bölgelere yönelik olarak Rus gazının ihracatında herhangi bir sorun yok.
- Türk-Rus ilişkilerinde enerji, gıda, inşaat ve tekstil başta gelen alanlar. Önümüzdeki dönemde iki ülke arasındaki ticaret hangi alanlarda genişletilebilir?
Her şeyden önce Türk-Rus ticaretinin daha da genişlemesi için sanayi alanında iş birliğinin geliştirilmesi önemli. Bu olmadan ticaret önemli ölçüde arttırılamaz. İş birliği yaptırımlar nedeniyle engelleniyor. ABD ve AB’den bağımsız ilişki biçimlerini üretim, bilimsel yapı ve teknik açıdan- genişletmek gerekiyor. Bunun için ortak girişimler, özel bankalar, dijital ödeme kanalları oluşturmamız gerekiyor.
- Karadeniz’deki tahıl koridoru Türk-Rus ilişkilerinde sık sık gündeme gelen bir konu. Bu konudaki anlaşma henüz uzatılmadı. Yakın gelecekte uzatılması mümkün mü?
Bu koridorun önemi çok abartılıyor. İstatistiklerden anladığımız kadarıyla, bu koridor esas olarak tahıl ürünlerini AB ülkelerine satan spekülatörler tarafından kullanıldı. Tahılın sadece önemsiz bir kısmı Afrika’ya ulaştı. Bu, Batılı şirketlerin savaşta kâr elde ettiği bir başka aldatmaca. Bu konunun gündeme geleceğini sanmıyorum.
TÜRKİYE’NİN NATO ÜYELİĞİ VE RUSYA
Türkiye’nin denge politikası ışığında Türk-Rus ilişkilerinin geleceğini nasıl görüyorsunuz?
Ne yazık ki Dağlık Karabağ’daki son olaylar nedeniyle bu denge bozuldu. Rusya, Türkiye’nin desteği olmadan Bakü’nün Ermenistan’a açıkça saldırmaya cesaret edemeyeceğinden emin. Bu durum Rusya’nın güvenini önemli ölçüde sarsmanın yanı sıra bölgede Rusya karşıtı eylemleri tetikledi.
Bu da ortak yatırımları zorlaştırıyor ki bu olmadan üretimi, işbirliğini ve ticareti istikrarlı bir şekilde arttırmak mümkün değil. Rusya’nın Orta Doğu ve Kafkasya’da zaten gergin olan durumun tırmanmasına ihtiyacı yok.
ABD ve uyduları tarafından yürütülen küresel hibrit savaşın nihayetinde Avrupa ve ABD’nin kendisi için bir felakete yol açacağı anlaşılmalıdır. Kazanan, Avrupa mallarını Rusya pazarından çıkaran ve şimdiden dünya ekonomisinin lideri haline gelen Çin’dir. Ukrayna’da Amerikan saldırganlığı dünyadaki ekonomik modellemeleri değiştiriverdi.
Eğer Türkiye NATO’nun pençesinden kurtulamazsa Rusya’yla işbirliği de dahil olmak üzere kalkınma fırsatlarını ıskalayacaktır. Batı, merkezi Güneydoğu Asya’ya doğru kaymakta olan dünya ekonomisinin periferisi haline gelmektedir.
ABD tarafından başlatılan küresel hibrit savaş bu süreci hızlandırmaktadır. Bu süreçte denge söz konusu olamaz çünkü söz konusu olan denge dışı bir geçiştir. Kitaplarımda da gösterdiğim üzere yeni dünya ekonomik düzeni, milli egemenliği yeniden tesis etmekte ve uluslararası hukuk, eşitlik ve karşılıklı yarar sağlayan iş birliğine dayanmaktadır. Bu temelde, Avrasya Ekonomik Birliği (AEB) ve “Bir Kuşak, Bir Yol”u inşa ediyoruz. Türkiye de bu sürece katılabilir.
- Bölge ülkeleri arasında Rusya ve Türkiye’nin öncülüğünde bir ekonomik birlik oluşturulabilir mi?
Türkiye NATO’nun talimatlarına uyduğu ve Rusya’ya karşı savaş yürüten AB’ye katılmaya odaklandığı sürece bu gerçekçi değil. Türkiye, AB ile Gümrük Birliği içinde olmasaydı, AEB ile tercihe dayalı ilişkiler kurabilirdi. Türkiye, Rusya ve AEB ile işbirliği yoluyla ekonomik kalkınma için büyük fırsatlara sahip fakat bunlardan yararlanabilmesi için milli egemenliğin yeniden tesis edilmesi gerekiyor, ki bu da NATO çerçevesinde mümkün değil.
Kaynak: Odatv.com