AKBELEN ORMAN KALMALIDIR MADEN RUHSATI İPTAL EDİLMELİDİR.
DİKMECE HALKININ YAŞAM HAKKI VE DOĞAL YAŞAM ALANLARI, ÜRETİM ALANI TARIM TOPRAKLARI MUTLAKA KORUNMALIDIR.
İkizköylüler, Muğla, Milas’ta Akbelen Ormanı’nı ve yaşam alanlarını kömür madenciliğine karşı korumak için yıllardır direniyor. Milas ve Yatağan’daki üç kömür yakıtlı termik santral ve onlara yakıt sağlamak için açılan kömür ocakları Muğla’nın tarım alanlarını, ormanlarını yok ediyor, havasını, suyunu kirletiyor.Daha şimdiden erken ölümlere, hastalıklara yol açıyor. Yapılan araştırma ve çalışmalarda, madenciliğin bölgeye geri dönüşü mümkün olmayan zararlar vereceği bilim insanları tarafından da tespit edilip ilgililer ve tarafların bilgilendirilmesine karşın bu “kirli enerji üretim ve yönetim modeli” için kamu yararından vazgeçiliyor. Yörede yaşayan halkın hakları, gereksinimleri ve talepleri hiçe sayılıyor.
Milas’taki kömür ocakları işletme ruhsat sahası içerisinde, yaşam sürdürülen 60 köy bulunuyor. Şu ana kadar ruhsat sahası içinde kalan köylerden 8’i tamamen 15’i ise kısmen yok edildi. Bölge halkı yıllardır kömür sebebiyle yaşam alanlarını, geçim kaynaklarını kaybediyor, büyük bir hak gaspına uğruyor. Yaşayanların bir bölümü ikinci kez yaşam alanlarından uzaklaştırılmak tehdidiyle karşı karşıya. Tüm bunlar yetmiyormuş gibi 24 Temmuz’da bölgeye kolluk kuvvetlerinin koruması altında girilerek Akbelen Ormanı’nda ağaç kesimine başlandı. Ağaç kesimlerini durdurmak isteyen ve iki yıldır ormanda kesintisiz nöbet tutmakta olan köylüler ve yaşam savunucuları ise kolluk kuvvetlerinin şiddetine maruz kaldı ve ablukayla karşılaştı. Biber gazı ve tazyikli sularla, coplarla yapılan müdahaleler ve hukuki karşılığı olmayan gözaltı alma uygulamaları yapıldı.
Valilik 30.07.2023 tarihinde yaptığı basın açıklamasında “24 Temmuz 2023’te Orman Genel Müdürlüğü tarafından başlatılan çalışmalar bugün itibariyle sona ermiştir. Bu işlemden sonra, maden çıkacak sahalar tıpkı diğer maden sahalarında olduğu gibi izin sahibi tarafından rehabilitasyon projesine uygun olarak rehabilite edilecek ve mevcut alanda benzer özelliklerde 130 bin fidan dikimi gerçekleştirecektir.” denilmesine karşın, kesim işi ve bu baskı odaklı uygulamalar 31.temmuz tarihinden itibaren ara verilmeksizin sürdürülmeye devam ediyor.
Yine, Valilik açıklamasında belirtilen izin verilen şirketin, sanki evvelce maden sahasında yok ettiği alanlarda rehabilitasyon yaptığı algısı da gerçeği yansıtmamaktadır. LİMAK_ICTAŞ termik santrali şimdiye kadar, özelleştirme öncesinde Devletin-TKİ’nin işletmesindeyken yapılanlar dışında dikkate değer hiçbir rehabilitasyon çalışması yapmamıştır.
Diğer taraftan; Daha dün büyük bir deprem felaketi yaşayan ve canlarını, mallarını ve neredeyse yaşam olanaklarının ağırlıklı bir bölümünü kaybeden, yaşama tutunma mücadelelerini sürdüren bölge halkının yaşam talepleri giderek yükseliyor ve adeta bir çığlığa dönüşüyor. Ancak bölge halkının bu taleplerine kulak vererek sorunlarının çözümüne odaklanmak yerine alel acele bilimdışı, kişi hak ve özgürlükleri, yaşam hakkı ve mülkiyet hakları ile doğanın doğal değerlerin korunma sorumluluğu hiçe sayılarak rant odaklı ve toplumsal çıkarları öncelemeyen çözümler bölge halkına adeta dayatılmaktadır.
Bölgede yaşam, bilimsel temellerde, bölge halkının ihtiyaçları ve talepleri dikkate alınarak, yaşam hakkı ve mal güvenliği korunarak, rehabilite edilerek yeniden inşa edilmelidir. Bu süreçte doğanın, doğal değerlerin korunması ve geleceğe taşınması ülkenin tümünde olduğu gibi ve öncelikli olarak, doğrudan siyasal irade ve devlet kurumlarının sorumluluğundadır.
Ülkeyi yönetme sorumluluğunu taşıyanlara sesleniyoruz: -Ülkeyi yönetme sorumluluğu taşıyan siyasal irade ve devlet kurumları, ülkenin doğasını, doğal değerlerini korumak, ülke halkının bir bütün olarak yaşam haklarına sahip çıkmak sorumluluğunu taşıyorsunuz. Bu anayasal sorumluluğunuz nedeniyle, halkın yaşam hakkını kullanması ve yaşamını dilediği yerde sürdürme olanağının hiçbir biçimde sınırlandırılma yapılmaksızın sağlanması görevini yerine getirmek ve Akbelen’i korumak zorundasınız. Anayasanın 169 maddesinde tanımlanan sorumluluğunuzu yerine getirerek suç işlemeyi bırakıp, tüm bilimsel gerçeklere rağmen planlı olarak kamuoyunu yanıltmakta olan Limak Holding ve IC Holding ortak iştiraki olan YK Enerji’yi korumaktan, himaye etmekten vazgeçmelisiniz. Akbelen ormanı sadece, devletin güvenlik güçlerinin gözetiminde yok edilen ağaçlardan ibaret değildir. Kesilen ağaçlara rağmen bu alanın ekosistemi korunma altına alınarak orman vasfının, sürdürülebileceği bilim insanları ve kuruluşlarınca ısrarla belirtilmektedir. Bunun sağlanması ise sizin sorumluluğunuz altındadır. Akbelen halkının; “Ağaçlarımızı kestiniz artık durun, durdurun. Maden projesini iptal edin! bu hukuksuzluğa katliama son verin. Akbelen orman kalsın.” diyerek ifade ettikleri yaşam haklarına sahip çıkmak ve gereğini yapmak sizlerin görev ve sorumluluğundadır.
-Anadolu coğrafyası, kontrol edilemeyen orman yangınlarıyla mücadele ederken, sıcak hava dalgaları gün geçtikce daha dayanılmaz hale gelirken, birçok bölgesi iklim değişikliği ve aşırı hava olaylarının yarattığı kuraklık, sel gibi afetlerle boğuşurken, doğal bir yaşam kaynağını fosil yakıtlar için gözden çıkarmak tarihi, trajik bir hatadır!. İklim kriziyle mücadele, bakanlığın adına “iklim değişikliği” ibaresini ekleyerek, doğayı koruyacağız, milyonlarca ağaç dikeceğiz diyerek orman alanlarımızın, yaşam kaynaklarımızın hayati ölçüde çok önemli bir bölümünün maden arama ruhsatlarıyla yağma ve talan edilmesine olanak tanımakla olmaz. Var olan ormanların mutlak biçimde korunmasıyla, yenilenebilir enerji kaynaklarının doğru alanlarda ve bilimsel temellerde kullanılması ve kömüre veda edilmesiyle olur.
-Ülke olarak bilimsel olmayan ve ekosistemin korunması önceliği yerine bir avuç yerli ve işbirlikçi sermayenin çıkarları öncelikli çevre politikaları nedeniyle canlı yaşam riskini hızla yükselten kirlilik ve sağlık problemleriyle boğuşuyor, doğa tahribatının artması ile gıda güvencesizliği ve ekonomik problemlerle karşı karşıya kalıyor, afetlere açık hale gelen yaşam alanlarımızda her gün artan ölçüde büyük bir tedirginlik yaşanıyor.
-Deprem bölgesinin hemen tüm alanlarında olduğu gibi Hatay Antakya ilçesi Dikmece köy halkının talepleri ve çığlık düzeyine ulaşan sesleri dikkate alınarak, fiilen yaşam alanlarını koruma çabaları ciddiye alınmalı ve bölge halkı üzerindeki baskıya dayalı uygulamalara hemen şimdi son verilmelidir.
TÜRÇEP olarak bizler, yıllardır Türkiye’de çevre ve ekoloji mücadelesi veren, doğa ile barışık bir yaşamın inşa edilmesini şiar edinen kişi ve kuruluşlardan oluşan, somut çözümler üreterek ilgili sorumluları uyaran bir platform olarak, bugünün güncelliğinde giderek tüm coğrafyanın taleplerine örnek olmakta olan İkizköy ve Dikmece’de yaşayanların taleplerini destekliyor, sonuna kadar bu haklı mücadelelerinin yanında olduğumuzu bildiriyor, tüm yetkilileri sorunun çözümü için ivedilikle harekete geçmeye çağırıyoruz.
Akbelen Ormanı’ndaki abluka kaldırılsın, kesim kararı durdurulsun. Maden projesi iptal edilsin ve Akbelen Orman olarak kalsın!
Protesto hakkını kullanarak ormanı ve yaşam alanlarını korumaya çalışanlara yönelik uygulanan şiddete ve gözaltı kararlarına son verilsin!
Dikmece köylülerinin yaşamlarının sürdürülebilir olmasını sağlayan üretim alanlarının, tarım alanlarının betona dönüştürülmesinden vazgeçilmesini ve bölge yaşayanlarının da onaylayacağı, bölge halkının yaşamsal sorunlarına bilimsel temelli alternatif çözümler geliştirilip uygulansın!.
Bunlar olanaklıdır.
Bu coğrafyada yaşam sürdürenlerin, tüm farklılıklarına karşın birlikte barış içerisinde ve geleceğe olan umutlarını yeşerterek birlikte yaşam sürdürmeleri olanaklıdır. Yeterki toplumun bir bütün olarak çıkarları, hakları bir avuç işbirlikçinin hizmetine sunulmaktan vazgeçilsin. Anadolu coğrafyasında yaşam sürdürenler her türlü oyunu ve provakasyonu geride bıraktığımız yüzyılda defalarca bozmuş ve bugünlere gelmeyi başarmıştır.
Bundan sonrasında yarınlara ulaşmak için de, bedeli ne olursa olsun üzerine düşen sorumlulukları yerine getirecektir.
Bundan hiç kuşkumuz yoktur.
Yeterki ülkeyi yönetme sorumluluğunu üstlenenler bu öncelikli görevlerini hatırlayıp gereklerini yerine getirsinler. 06.08.2023
TÜRKİYE ÇEVRE PLATFORMU.