Sezai Karakoç Günlerinde ilk oturuma katılan yazarlar, üstat Karakoç’un Hızırla 40 Saat şiirinin ilk üç bölümünü okuyarak yorumladı.
Kocaeli Büyükşehir Belediyesi tarafından 16-19 Kasım tarihleri arasında gerçekleştirilecek Uluslararası Sezai Karakoç Günleri büyük ilgiyle başladı. Türk edebiyatı ve fikir hayatının önemli kalemlerinden olan büyük üstat Sezai Karakoç için dört gün boyunca birbirinden nitelikli etkinlikler gerçekleştirilecek. Etkinliklerin ilki, Ahmet Murat, Mustafa Akar ve Güray Süngü’nün katıldığı “Güle Dair Bir Neden” konulu söyleşi oldu. Her yaştan Sezai Karakoç sevdalılarının salonu doldurduğu söyleşide ağırlıklı olarak üstadın Hızırla 40 Saat şiirinde vermek istediği mana üzerinde duruldu.
HIZIRLA 40 SAAT ŞİİRİNİ OKUYARAK BAŞLADI
Kocaeli Kongre Merkezi’nin Karamürsel Alp Salonu’nda gerçekleştirilen söyleşiye özellikle gençler büyük ilgi gösterdi. Söyleşide ilk konuşmayı yazar Ahmet Murat yaptı. Murat konuşmasına Sezai Karakoç’un Hızırla 40 Saat şiirinden bölümler okuyarak başladı. Hızır imgesinin Kuran’ı Kerimde geçmediğini söyleyen Ahmet Murat, “Ama biz hadislerden Hızır’ın olduğunu anlıyoruz. Bunun üzerine bina edilmiş olan Hızır imgesi İslam kültüründen folklore ve atasözlerine kadar sinmiştir. Bu simge batıda da karşımıza çıkıyor” dedi.
ŞİİRİN ÇIKIŞ YOLCULUĞU
Murat konuşmasında Sezai Karakoç’un Hızır’ı tercih etmesinin nedenine dikkat çekti. Karakoç’un şiiri bir kır kahvesine giderek 40 gün gibi sürede yazdığını anlatan Ahmet Murat, “Adeta 40 günlük bir nöbet tutarak bu şiiri yazmıştır. Hızır’ı seçmesinin sebebi Hızır’ın baharla özdeşleşen, bulunduğu yerlere bereket ve diriliş getiren bir figür olmasıdır. Diriliş eseri de zaten bu şiirden birkaç yıl önce yazılmıştır. Hızır figürünün seçilmesinin arkasında belirsiz bir bağlantının olduğunu söyleyebiliriz” şeklinde konuştu. Yazar, şiirde geçen Bengisu Korusu’nun da, içene ölümsüzlük zerk edildiğine, bağışlandığına inanılan Ab-ı Hayat’a vurgu olduğuna dikkat çekti.
AKAR ŞİİRİN İKİNCİ BÖLÜMÜNÜ YORUMLADI
Mustafa Akar ise sunumunda şiirin ikinci bölümünü okudu ve şairin bu bölümle ilgili görüşlerini yorumladı. Şairin zihninde bir bölümleme olduğunu söyleyen Akar, “Sezai Karakoç’un ilk üç kitabında ‘sen-ben’ konuşmasını sevdiğini görüyoruz. Hitap ederken, sinemadan, müzikten, resimden örnekler vererek şiirlerini şekillendiriyor. İlk üç kitabında Van Gogh gibi imgeler görüyoruz. Hızırla 40 Saat şiirinde ise karşılıklı konuşma şekline şahit oluyoruz” dedi.
TÜRK ŞİİRİNİN BATI KARŞISINDAKİ SAVUNMASI
Yazar, konuşmasında Karakoç’un Hızırla 40 Saat şirini yazmasının nedenlerine değindi. Akar, Hızırla 40 Saat şiirini Batı karşısındaki Türk şiirinin savunması olarak betimledi. Mustafa Akar, “Karakoç kitabı ilhamla yazdığını söylüyor. Sezai Bey’in bütün şiirleri ilhamla gelmiştir. Bu şiiri de 40 gün boyunca gelen ilhamla yazmış. Seçtiği mekân da enteresan. Saray Burnu’ndan Kız Kulesi’ne bakarak yazıyor. Kız Kulesi bilindiği gibi Hızır’ın makamlarından biri. Yani şiirde bir imge sağanağı görüyoruz. Geriye dönüşler, ileriye dönüşler var. Bunlarla şair bize bir şey söylemek istiyor” diye konuştu.
HIZIRLA 40 SAAT ŞİİRİ ROMAN GİBİ DE OKUNMALI
İlk oturumun son sunumunu yazar Güray Süngü yaptı. Süngü sunumunda, şiirin üçüncü bölümünü yorumlayarak, Karakoç’un şiiri yazma gerekçeleri üzerinde durdu. Şiirin bir roman gibi okunması gerektiğini kaydeden Süngü, “Gençken, Karakoç’un gerçekten Hızırla 40 saat geçirmiş olabileceğini düşünürdük. Şiirde imgeler çok geçiyor. Şiirin üçüncü bölümündeki mekanik yapıda olumsuz dış özellikler görüyoruz. Şiirinde öykü cümleleri var” dedi.
KARAKOÇ UMUTTUR
Şiirdeki olay inşasının büyük bir ustalıkla kurulduğunu söyleyen Güray Süngü, “Sezai Karakoç tepeden tırnağa umuttur. Şiirde olay örgüsü daha çok imgelerden oluşuyor. Ayete, mucizelere göndermeler var. Olayların farklı anlamları var” şeklinde konuştu.
VATANDAŞLARDAN GELEN SORULARI YANITLADILAR
Oturumun sonunda yazarlar vatandaşlardan gelen sorulara yanıt verdi. Oturuma katılan yazarlara Kocaeli Büyükşehir Belediyesi tarafından teşekkür plaketi takdim edildi.